TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulünün 75. yıl dönümü dolayısıyla TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen, "Gazze'de Kadın ve Çocuk Olmak Paneli"nde yaptığı konuşmada, Filistin halkına verdikleri desteği bütün dünyaya göstermek için TBMM'de bugün düzenlenen etkinlikle bir araya geldiklerini söyledi.
"İki ayı aşmış, bütün dünyanın gözü önünde, insani bütün değerleri hak ile yeksan eden, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde dile getirilen bütün o güzel sözleri yırtıp çöp tenekesine atan İsrail'in insanlık dışı saldırıları, insanlık dışı vahşeti artık etnik temizliğin çok ötesine geçmiş, katliam boyutlarını aşmış bu soykırım karşısında esas itibarıyla hepimiz bir sınavdan geçiyoruz." diyen Kurtulmuş, sözlerin, Filistin'de yaşanan acıları, Filistinli kadınların, çocukların, masum ve mazlum insanların yaşadığı acıları belki tamamıyla yansıtamadığını düşündüklerini, bunun için içlerinin sızladığını ifade etti.
Filistin'de yaşanan dramın her türlü acısını hissettiklerini belirten Kurtulmuş, "Ancak nihayetinde bütün bu çabalarımız, haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğunu bildiğimiz için, bu insanlık suçlarına karşı asla susmamayı tercih ettiğimiz için ve Türkiye olarak yerimizi, safımızı belli etmek için bu toplantılarımızı düzenliyor, bu etkinlikler ve benzer etkinliklerle hem Filistin'in mazlum ve masum haklarına sahip çıkıyor hem de Filistin davasının yanında olduğumuzu cümle aleme ilan ediyoruz." şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Filistin'deki konunun, "bir din ya da ırk meselesi" olmanın çok ötesine geçtiğini vurguladı.
Gazze'deki gayriinsani görüntülere işaret eden Kurtulmuş, bir videoda Gazze'deki insanların yarı çıplak şekilde sokaklarda tutulduğunun görüldüğünü, bir başka videoda ise Gazze'deki insanlara tek tip elbise giydirilerek alaycı bir şekilde toplanıp görüntülerinin kaydedildiğini ifade etti.
21. yüzyılda böyle görüntülerin yaşanıyor olmasının bütün insanlık adına utanç verici olduğunu söyleyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz böylesi bir ortamda biz her halükarda safımızı belli etmek, insanlık cephesinde yer aldığımızı göstermek, bunun bir insanlık vazifesi olarak 8 milyar insanın hepsinin boynunun borcu olduğunu bir kez daha ifade etmek için TBMM'de, Türkiye'nin milli iradesinin tecelli ettiği bu güzel mekanda, bu kutlu mekanda Filistinli kardeşlerimize destek vermek için buradayız. Hepinize bundan dolayı ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu bir 'safını belli etme' meselesidir. Bu, insanlık cephesini tahkim etme eylemidir. Burada sözlerimizle, duruşumuzla ve Filistin halkına verdiğimiz destekle İsrail'in yaptığı bu zulümleri lanetleyerek bütün dünyaya başkenti Kudüs olan, tamamıyla toprak bütünlüğüne sahip egemen bir Filistin devleti kurulana kadar bu meselenin takipçisi olacağımızı bir kere daha ilan ediyoruz."
Program kapsamında açılan sergideki fotoğraflara dikkati çeken Kurtulmuş, fotoğraflardaki annelerin gözlerindeki korkunun, bebeklerin yerlerde yatan cesetlerinin anlattığından çok daha vahim gayriinsani şartların, şu anda dahi yaşandığını belirtti.
"Bir aylık bebeğini kaybetmiş, doğru dürüst kefene saramadan onu toprağa vermek için bir şekilde acele eden annenin acısı, annenin kahrı bütün insanlığı tutar ve bütün dünyayı yıkar." diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"İnsanlık tarihinin çok yaşadığı katliamlar oldu. Ama inanın, sizi temin ederim ki bu yaşanan son katliam, son soykırım maalesef insanlık tarihinin en acı, en haksız, en acımasız soykırımıdır. Bunu bu şekilde tanımlamak, yerli yerinde kullanmak zorundayız. Ama bundan daha acı veren; evet, şu anda insanlar sokaklara çıkarak İsrail'i telin ediyor, dünyanın birçok ülkesinde artık hükümetler de yavaş yavaş uyanmaya başlıyor ama maalesef Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde sadece ABD'nin vetosuyla bir acil ateşkes ilan edilmesi önleniyor. Çok açık söylüyorum, ateşkes ilanını önleyen ülkelerin tamamı bundan sonra akan kanda en az Netanyahu ve ekibi kadar sorumludur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bir araya geliyor. 150 ülke bir tarafta, 10 ülke başka bir tarafta. 'Dünya beşten büyüktür' diyorduk. Dünya İsrail yardakçısı 10 ülkeden de büyüktür ve dünya bunun hesabını bir gün sormasını bilecektir. Hiç şüphemiz yok. Mazlumun ahı arşıalayı titretir."
Gazze'deki insanlık dışı vahşet görüntülerinin, aslında gelmekte olan yeni, insani ve barışa dayalı bir dünya sisteminin de habercisi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Gazze'de ölen her çocuk, hayattan koparılan her yaşlı, her sivil, her masum aslında insanlığın uyanışına vesile olan bir çığlıktır. İsrail ve yönetimi, Netanyahu ve çetesi zannediyorsa, 'bütün bebekleri öldürürüz ve Filistin davasını bitiririz.' Boşuna hayal kuruyorlar. Onlara firavunu hatırlatmayı bir vazife olarak telakki ederim. Tahtından indirmesinler diye, kendi hükümranlığına son vermesinler diye doğan bütün çocukları öldüren firavun, bilmeden kendi sarayında Musa'yı yetiştirmiş ve o Musa da firavunu yerle bir etmiştir. Hiç şüphem yok. Her öldürülmüş Filistinli çocuğun cesedini gördüğünde gelmekte olan bir Musa'nın haberini duyar gibi oluyorum ve Allah'a hamdediyorum ki şehadet ruhu üzerinden Filistin, dünyaya insanlık dersi veriyor ve inşallah İsrail'in bu zulmünü sona erdirecek adımların da başlangıcını görüyoruz." değerlendirmesini yaptı.
"HEPSİ TARİHİN ÖNÜNDE SORUMLUDUR"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, dünyadaki bütün uluslararası sözler, güzel temenniler, var olan sistemlerin Gazze'deki zulümle tarihin tozlu raflarına kaldırıldığını ifade etti.
Kurtulmuş, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin imzalanmasının üzerinden 75 yıl geçtiğini de hatırlatarak, "Tarihin garip bir cilvesidir. 1948 aynı zamanda Filistin topraklarında acının başladığı, İsrail'in, İngiliz siyasal aklıyla bir mikrop gibi Orta Doğu coğrafyasına sokulduğu tarihin de başlangıcıdır." diye konuştu.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin her cümlesinin altına imzalarını atacaklarını belirten Kurtulmuş, "Ama orada insan hakkı olarak tespit edilen, bütün dünyanın imzaladığı konuların tamamı bugün Gazze'de İsrail tarafından hak ile yeksan edilmiştir. İnsanların eğitim hakları, insanların hayatta kalma hakları, insanların sağlık başta olmak üzere diğer hakları, rahatça seyahat edebilme hakları, ticaret yapma hakları, hak ve özgürlük bakımından eşit insanlar olduğu gerçeği maalesef Netanyahu ve yönetimi tarafından yerle bir edilmiştir. Şimdi uluslararası sistemin ne böyle anlı şanlı laflarla insan hakları evrensel beyannamesinden bahsedecek hali kalmıştır ne de dünyada barışı tesis edeceğini zannettiği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden bahsetmek mümkündür." şeklinde konuştu.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in mektup yazarak BM Güvenlik Konseyini toplantıya çağırdığında, "Bu, insanlığın son çağrısıdır, son haykırışıdır." dediklerini anımsatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Ama ne yazık ki Guterres, Refah Sınır Kapısı'ndan sokulmadığı zaman artık BM'yi tanımadığını dünya bir şekilde kabul etmiş ve maalesef son Güvenlik Konseyi kararıyla da acil olan, elzem olan ve bütün insanlığın onurunu kurtaracak olan acil ateşkes sağlanamamıştır.
Bu zulümleri yapanlar, bu insanlık dışı soykırım boyutlarına varmış katliama imza atanlar, bu katliama destek olanlar, bu katliama seyirci kalanlar, bu katliamı görmezden gelerek birtakım mazeretler uydurmaya çalışanların hepsi tarihin önünde sorumludur. Özellikle bu katliamı yapanlar, başta Netanyahu ve ekibi olmak üzere mutlaka ama mutlaka yakın bir gelecekte uluslararası savaş suçları mahkemesinde yargılanacak ve gerekli en ağır cezayı alacaklardır. Bunu sadece bir temenni olarak söylemiyorum. İnsanlığın başka yolu kalmamıştır. Netanyahu ve ekibi, aslında insanlık için bütün yolları kapatarak kendisi için bizatihi kendileri uluslararası ceza mahkemesinin yolunu açmıştır."
'GAZZE'DE KADIN VE ÇOCUK OLMAK' FOTOĞRAF SERGİSİ
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, panel öncesinde eşi Sevgi Kurtulmuş ile Meclis Şeref Salonu'ndaki Gazze'de Kadın ve Çocuk Olmak adlı fotoğraf sergisini gezdi.
Kurtulmuş, serginin bir bölümünde oluşturulan panoya ise şunları yazdı:
"İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 75. yıl dönümünde, Beyanname'nin tüm maddelerini ayaklar altına alan, Gazze'deki insanlık dışı etnik temizliğin artık katliam boyutlarını aşarak soykırım haline gelmiş olmasını lanetliyoruz."
Editor : Eshahaber