Esha tv
Gündem

SETA Genel Koordinatörü Duran, 2023 yılını değerlendirdi

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 2023'te dünyada yaşanan gelişmelerin etkilerine ilişkin değerlendirmelerini ve 2024'ten beklentilerini AA muhabirine anlattı.

SETA Genel Koordinatörü Duran, 2023 yılını değerlendirdi
30-12-2023 12:13
Ankara

SETA olarak yıl boyunca Türkiye'nin, bölgenin ve küresel konuların nereye gittiğine dair önemli çalışmalar yaptıklarını kaydeden Duran, önemli başlıklarda yayınlar hazırladıklarını, son olarak da "2024 Güvenlik Radarı"nı yayımladıklarını bildirdi.

Kovid-19 salgını döneminde "Dünya nereye gidecek? Uluslararası sistemin krizi ne olacak?" tartışmalarının yaşandığına işaret eden Duran, büyük güç rekabetinden bahsedildiğini, ardından da Rusya'nın Ukrayna işgaliyle birçok önemli krizin ortaya çıktığını anımsattı.

"78 çatışmanın kimisi aktif, kimisi pasif şekilde önümüzde"

Son 3 yılda ortaya çıkan küresel salgın, Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail'in Arap ülkeleriyle normalleşmeye çalıştığı bir dönemde yeniden patlak veren İsrail-Filistin çatışmasıyla gelecek yıllarda neler olabileceği kaygısının oluştuğuna dikkati çeken Duran, "Baktığımızda 78 çatışmanın kimisi aktif, kimisi pasif bir şekilde önümüzde, dünyanın gündeminde durduğunu ve geleceğe dair kaygı taşıdığımızı söyleyebiliriz." dedi.

ABD ile Çin arasında çok ciddi bir rekabet bulunduğunu hatırlatan Duran, bunun bir teknoloji rekabeti, çip savaşı, ticaret ve nüfus savaşı boyutu olduğunu vurguladı.

Bütün bunlar bir araya getirildiğinde "çok kutuplu bir dünyaya gidildiğinin" görülebildiğini dile getiren Duran, "Bu çok kutuplu dünyada ABD ve Çin'in önemli olduğunu, onların arasındaki rekabetin önemli olduğunu ama AB, Rusya, Hindistan gibi ülkelerin de ve Türkiye gibi yükselen bölgesel güçlerin de bu denkleme etki edebildiğini görüyoruz." ifadelerini kullandı.

"Yükselen güçler boşlukları doldurmak zorunda"

Uluslararası sistemin dengesini koruyacak Birleşmiş Milletler (BM) sisteminin artık çalışmadığını belirten Duran, şöyle devam etti:

"Büyük güçlerin rekabetleri, yeni belirsizlikler ve güç boşlukları oluşturuyor. Yükselen güçler bu boşlukları doldurmak zorundalar ve buna ilişkin olarak da kendi aralarında rekabetleri artıyor. Bu büyük güçlerden birisinin yanında kutuplaşma, onun yanında yer alma şeklinde gerçekleşmiyor. Kendi bağımsız stratejik otonomilerini öne çıkaran politikalar izlemek zorunda kalıyorlar. Neden? Bir büyük güçle çalışmanın ya da bir ittifakın içinde olmanın sizin güvenlik sorunlarınızı çözmediğini görüyorsunuz."

Duran, bunu çok daha eskiden beri PKK-YPG sorunu olarak yaşayan Türkiye'nin, son 10 yılda kendi stratejik otonomisine çok yatırım yapan ve savunma sanayisinde atılım ortaya koyarak bunu pekiştirmeye çalışan önemli bir bölgesel güce dönüştüğünü anlattı.

"Türkiye'nin çok ciddi bir katkısı olacaktır"

Türkiye'nin uluslararası alanda üstlendiği rollere değinen Duran, salgın döneminde etkin bir politika ortaya koyan Türkiye'nin gelişmiş birçok ülkenin başaramadığı ölçüde salgın sürecini yönettiğini söyledi.

Ukrayna krizinde de Tahıl Koridoru başta olmak üzere barış için bir ara bulucu rolü üstlenmeye çalıştığını anımsatan Duran, "Eğer barışın önü açılacaksa burada Türkiye'nin çok ciddi bir katkısı olacaktır." dedi.

Filistin'de 7 Ekim'de ortaya çıkan krizde de Türkiye'nin çözüm için garantörlük önerdiğini, kalıcı ateşkesin sağlanmasına katkı yapmaya çalıştığını kaydeden Duran, şöyle devam etti:

"Bunların Türkiye için yapılabilmesindeki en önemli şey Türkiye'deki istikrar ve liderliktir. Mayıs 2023 seçimleri bu anlamda çok değerlidir. Türkiye'nin önümüzdeki yüzyılını yani Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını konuştuğumuz 2023'te eline çok büyük bir fırsat geçti. Önümüzde 5 yıllık bir istikrar dönemi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son 21 yıldır yürüttüğü politikaları daha ileriye taşıyabilecek bir fırsatı eline geçirmiştir. Bu çok önemli bir avantajdır."

"İsrail, bambaşka bir zulüm ortaya koydu"

İsrail'in katliamlarını sürdürdüğü Gazze'de yaşananlara ilişkin değerlendirmelerini de aktaran Duran, İsrail ordusunun her gün 100'ü aşkın çocuğu, şu ana kadar 99 gazeteciyi öldüren "bambaşka bir zulüm" ortaya koyduğunu dile getirdi.

Yaşananların, çözüm bulamayan uluslararası sistemin normlarının çöküşüne işaret ettiğini ifade eden Duran, şunları kaydetti:

"Uluslararası hukukun son tabutuna çivi çakıldığını söyleyebiliriz. Bu anlamda büyük bir kriz var. Bunun çok farklı etkileri olacak. Bunun jeopolitik etkileri üzerinden insanlar konuşuyorlar. Evet, Orta Doğu'da, bölgemizde jeopolitik etkileri de olacak ama özellikle norm ve değer anlamında bir sistem olgusunun ortadan kalktığı, artık güçlülüğün her istediğinin yapılabildiği, insan hakları, çocuklar, kadınlar, hastaneler, BM kurumları, bunların bombalanması, bu başka bir sefalete, değer anlamında başka bir krize işaret ediyor. Bu insanlığın krizi, bu Batı'nın krizi, bu İslam dünyasının krizi. Dolayısıyla bunun çok başka etkileri olacak. Ne yazık ki bunların olumsuz olma ihtimali daha yüksek."

Ateşkesin sağlanması durumunda yeniden inşa, insani yardım, sağlık ve eğitim altyapısının oluşturulmasında Türkiye'nin önemli roller üstleneceğini vurgulayan Duran, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kısa vadede uluslararası sistemdeki etkin güçlerin ABD başta olmak üzere, Gazze'ye yönelik politikalarını değiştirmemeleri durumunda ateşkesin hızlıca gelmesini beklemiyorum. Ne yazık ki İsrail saldırganlığının daha da artması söz konusu olabilir. Başka bölgelere yayılma ihtimali var. Bunlar ne yazık ki riskler. Ama bunların engellenmesi için de Türkiye'nin de dahil olduğu belli aktörler, gayret içerisindeler. Onların çabalarının bir sonuç vermesini ümit ederim."


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ