Esha tv
Ekonomi

Teknoloji ilişkileri nasıl değiştiriyor?

Ekonomi - Türkiye'de uyandıktan sonra cep telefonuna bakma oranının yüzde 79 olduğunu belirten Kanal7 Medya Grubu Yönetim Danışmanı Muzaffer Şafak, "Telefon bağımlılığı gerçekten kontrol edilemez obsesif bir davranış biçimine dönüşüyor" dedi.

Teknoloji ilişkileri nasıl değiştiriyor?
15-05-2023 15:27

Kanal7 Medya Grubu Yönetim Danışmanı Muzaffer Şafak, 'Teknoloji ilişkileri nasıl etkiliyor' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazısında akıllı telefonların insan sağlığına etkilerine ilişkin bilgiler paylaşan Şafak, "Evet telefon bağımlılığı gerçekten kontrol edilemez obsesif bir davranış biçimine dönüştü ve dönüşüyor" ifadelerini kullandı.

"Telefon bağımlılığı gerçekten kontrol edilemez obsesif bir davranış biçimine dönüştü ve dönüşüyor" diyen Şafak, "Türkiye’de uyandıktan sonraki ilk 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı %79 iken, aynı oran Avrupa için %62 seviyesinde gözlemleniyor. Benzer biçimde yatmadan önceki son 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı Avrupa’da %53 iken aynı oran Türkiye için %72 seviyelerine ulaşıyor" dedi.

İşte Şafak'ın o yazısı:

Günümüzde teknolojinin hız kesmeyen gelişimi toplumları ve bireyleri acımasızca nasıl değiştirdiğini gözlemliyoruz. Bu değişimi bir süre sonra kanıksanıyor ve bu sürecin bir parçası olmuyor muyuz?

Kısaca, herkesin sahip olduğu çeşitli marka ve model elden düşmeyen ‘’Akıllı Telefonların kullanımı ’’Gerçekten bir çılgınlık haline dönüştü. Eskiden telefon değimiz bu cihaz artık bireylerin olmazsa olmazı tuhaf bir cihaz haline geldi.

Haberleşme, telefon adını verdiğimiz cihazlarla eskiden olduğu gibi sesleri duyarak yapmıyor muyduk? Sahici değil miydi? Bu haberleşme yöntemi. Günümüzde her şeyin değişime uğradığı gibi bu da değişti, iletişim, sanal yapılıyor artık. Haberleşmenin ve iletişimin böylesine değişmesi ve özellikle hızlanması bireyleri mutlu mu ediyor acaba? Yoksa mutlu olmaya mı çalışıyorlar? Ömrün ne kadar kısa olduğunu ancak 60 yaş ve üzeri olanlar bunu daha iyi anlıyor. Kullanıcılar bu hıza ayak uydurarak bireyselleşme ve mükemmellik uğruna mutluğu ıskalıyor mu acaba?

Tüm ulaşım araçlarındaki insanları gözlemleyin, telefon dedikleri tuhaf bir cihaza biteviye bakan başlar, otururken hatta yürürken bile ondan gözlerini ayıramayan insanlar, bir birlerine çarpıyor, yürürken sürekli gözleri ve kulakları bu cihazı takip ediyor, bu durum bir çılgınlık hali, bununla ilgili dramatik sonuçların tespit edildiği araştırmalar var ne yazık ki.

Akıllı telefonların sebep olduğu fiziksel ve ruhsal olumsuzların hayli çok olduğu ortada,  kısaca kullanılan telefonların SAR (Spesific Absorption Rate -  Özgül Soğurma )   değerleri her ne kadar az da olsa emisyonların sürekli devam etmesi, parçacık radyasyon emisyonunun olmamasına rağmen, EM (elektromanyetik )  alan ve RF (Radyo frekans) yayılımının sürekliliğinin devamı, baş, vücut ve üreme organlarına yakınlığı nedeniyle kullanıcıların uğrayacağı zararlara ait her ne kadar sağlık açısından net veriler olmasa da RF sürekliliği nedeniyle dikkate alınması ve endişe duyulması gerektiği unutulmamalıdır.

Bu etkilere ilave olarak diğer olumsuzluklar yetkililer tarafından dile getiriliyor bunlardan başlıcaları; DNA hasarları, mutasyonlar ve tümörler, nörolojik etkiler, bağışıklık ve üreme sistemlerinde meydana gelen olumsuzluklar, el ve parmaklarda rahatsızlık, eklem ve karpal tünel sendromu,baş ağrıları uyku düzensizliği , boyunda belde ve sırtta meydana gelen ağrılardan bahsedilebilir.

Yukarıda fiziksel ve RF zararlarından bahsetmeye çalıştık. Ayrıca,  ilave olarak psikolojik etkilerinden de bahsetmeliyiz bu konuda yapılan araştırmalar ve sonuçları da hayli ürkütücü. Depresyon, yapamadıkları ya da eksik yaptıkları için suçluluk duyma, öfke, süreçleri ertelemek, anksiyete, davranış sorunları, yetersiz hissi, gerçek hayata karışma sorunu gibi daha birçok olumsuzluk yaşanabilmektedir.

Deollite,( private company limited ) 2022 araştırma verileri endişe verici, Evet telefon bağımlılığı gerçekten kontrol edilemez obsesif bir davranış biçimine dönüştü ve dönüşüyor. Bu araştırmadan alıntılar söyle;

Her 5 kişiden biri trafikte akıllı telefonuna bakıyor, kullanıcıların karşıdan karşıya geçerken telefonunu kullanıyor, aile ile birlikte geçirilen zamanlarda özellikle 18-25 yaş arası telefonun kullanılmaya devam etmesi, her iki kullanıcıdan biri çektiği fotoğrafları sosyal medyada paylaşması sıralamasında dünyada öndeyiz.

Telefon kullanıcılarının %22 si telefon bağımlısı olarak nitelendiriliyor. Her on kişiden dokuzu uyandıktan sonra 15 dk içinde telefonunu kontrol ediyor.

Telefon kullanıcıları günde ortalama 70 kez telefonunu kontrol ediyor ve toplamda 15 dakika da bir ekrana bakıyor. Sabahları yüzünü yıkamadan telefonlarını kontrol edenlerin oranı % 78’e ulaşmış durumda.

Akıllı telefon bağımlılığında Avrupa’nın önüne geçen Türkiye’de uyandıktan sonraki ilk 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı %79 iken, aynı oran Avrupa için %62 seviyesinde gözlemleniyor. Benzer biçimde yatmadan önceki son 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı Avrupa’da %53 iken aynı oran Türkiye için %72 seviyelerine ulaşıyor.

Her üç kişiden ikisi, günde en az bir kez WhatsApp ve Facebook Messenger gibi anlık mesajlaşma ağlarında paylaşılan videoları izliyor.

İçerik üretimi açısından değerlendirdiğimizde, kullanıcıların akıllı telefonları ile günlük olarak en sık fotoğraf çektiği %54, anlık mesajlaşma uygulamalarında fotoğraf %52 ve video %45 paylaştığı görülüyor.

Türkiye’de akıllı telefonların özellikleri hakkında kadınların erkeklere göre daha yüksek farkındalığının olduğu ve bu özellikleri daha çok kullandığı görülüyor.

Tüm araştırma konularını ve elde edilen verileri dikkatle incelediğimizde durumun hayli ciddi olduğu görülüyor.

Bu durum gittikçe kontrolden çıkıyor gibi, ayni ortamdaki aile bireyleri bile bir aradayken sohbet etmek yerine her biri bu cihazların ekranına bakmaktan kendilerini alamıyorlar ayni mekanda olmalarına rağmen her biri başka dünyalarda değiller mi? böylesine bir bağımlılık bireyleri daha da tekleştirip yalnızlaştırmıyor mu?

Evden çıkarken anahtarlar yerine önce bu acayip cihaz yanımızda mı diye kontrol etmiyor muyuz ? Bizim bir uzvumuz, ayrılmaz bir parçamız olmadı mı?

HANGİ ARA VE NEDENLE BU KÜÇÜK "ŞEY"E TESLİM OLDUK?    

Mailler, videolar, aplikasyonların takibi, Instagram, YouTube, Zoom ve benzeri yüzlerce uygulamayı izlemek, yazmak, sistem üzerinde sürekli interaktif kalmak, en iyisi olmak, mükemmel olmak, eksik ya da yanlış yapmamak, sürekli kontrollü kalmak, sınırları olabildiğince azaltmak yada kaldırmaya çalışmak, bu kıyasıya yarış ve sanal yaşama biçimi bizi mutlu kılar mı acaba?

Tüm bunları elbette sosyologlar ve psikiyatrlar değerlendiriyordur, ancak tüm bu davranış biçimleri bireysel ve toplumsal sorunlara yol açacağını özetle Mutluluk ve huzuru ve gerçek hayatla bağları zayıflatacağını düşünmeliyiz. 

Bağlamlılık yapan bu cihazla olan birlikteliğimize gün içinde belli zamanlarda ya da evde ara vermeyi tüm msg. Bildirimlerini kapatmayı mutlu, huzurlu ve sağlıklı kalmak için öğrenmeliyiz.

Tüm olumsuz ve zararlı etkilerine rağmen elbette hayatımıza, işlerimize ve bilgi edinmemize sayısız faydalar sağladığı da inkar edilemez. Artık birçok işlemi onunla kolay hızlı ve konforlu şekilde halledebiliyoruz.

Bilgi ararken, sağlıkta, eğitimde, yolda, sorgulamada, mukayese ederken, ararken, kısaca akla gelebilecek ve o an hatırlanamayan ya da bilinmeyen, tereddüt edilen her şey de, bizim sadık ve karşılık beklemeyen bir yardımcımız.


Editor : Eshahaber
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ