Türkiye, Suriye’nin yeniden yapılandırılması sürecinde kritik bir rol üstlenmeye hazırlanıyor. Esad rejiminin ardından oluşacak yeni yönetimle birlikte Türkiye-Suriye ilişkilerinin ekonomik olarak güçlenmesi bekleniyor. Özellikle inşaat, lojistik, enerji ve mobilya gibi sektörlerin bu dönüşümde öne çıkacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’nin bölgeye olan coğrafi yakınlığı, uluslararası tecrübesi ve güçlü lojistik altyapısı, bu süreci hızlandıracak avantajlar arasında sıralanıyor. Birleşmiş Milletler raporlarına göre Suriye’nin yeniden inşası için en az 400 milyar dolarlık bir yatırım gerekiyor. İlk etapta Türk müteahhitlerin projelerden yıllık 3 milyar dolarlık gelir elde etmesi, beş yılın sonunda ise toplam hacmin 40 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Bütün sektörler göz önüne alındığında toplamda Türk şirketleri için Suriye’de 100 milyar dolarlık bir potansiyel bulunuyor. Uzmanlar, bu dev pastadan Türk firmalarının önümüzdeki 10 yılda ciddi bir pay alacağını öngörüyor. Bütün bu senaryonun gerçekleşmesi için yeni Suriye hükûmetinin petrol gelirini yeniden sağlaması ve küresel finans sisteminden kaynak aktarılması gerekiyor.
BİNLERCE KONUT İHTİYACI OLACAK
Suriye’nin inşasında; yol, köprü, bina, elektrik şebekesi, su kanalları gibi altyapı projelerinin yoğun bir şekilde gündeme geleceği ifade ediliyor. Acil altyapı ihtiyacının tamamlanmasının ardından yeni konut yapımına geçilmesi hedefleniyor. Burada iki şehir ön plana çıkıyor. Biri Şam, diğeri ise Halep… Bu iki şehrin yeni Suriye’de kritik rol üstleneceği biliniyor.
En fazla göçün bu şehirlerden verilmiş olması, geri dönüşlerin de bu şehirlere olacağı anlamına geliyor. İnşaat sektörü temsilcileri konuyla ilgili şu açıklamaları yapıyor: Türkiye’nin desteği ile Suriye bağımsızlığına kavuştu. Savaşın sona ermesi ve hayatın normale dönmesi sonrası Türkiye Suriye’nin inşasında büyük rol oynayacak. Bu projelerin bugünden yarına yapılması pek mümkün değil. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte siyasi adımların geri dönüşünü alacağız. Suriye’de tüm sektörleri dahil ettiğimizde 100 milyar dolarlık bir potansiyel bulunuyor.
LOJİSTİK SEKTÖRÜ HAREKETLENECEK
Türkiye’nin Suriye’ye coğrafi yakınlığı, lojistik sektörü için büyük bir avantaj sağlayacak. Halep üzerinden Şam ve Ürdün’e uzanan ticaret yolları tekrar canlanacak ve Türkiye’nin ihracatında ciddi bir artışa yol açacak. Ayrıca Türkiye’nin Mersin ve İskenderun Limanları, Suriye’nin ticaret akışında lojistik merkez olarak kullanılabilecek.
Bu durum, Türkiye’nin transit ticaret gelirlerini de artıracak. Lojistik sektörü temsilcileri de Türkiye’nin bu pastadan büyük pay alacağını ifade ediyor. Sektör oyuncuları “Türkiye jeopolitik konumu gereği Suriye ve ekseninde önemli bir konumda. Suriye’nin normale dönmesi ile yalnızca Türk lojistik sektörü hareketlenmeyecek. Suriye ve yakın coğrafyasına ürün göndermek isteyenler de Türkiye’yi lojistik üs olarak kullanacak. Türkiye’ye lojistik anlamda ciddi yatırımlar geleceğini düşünüyoruz” diyor.
TEKSTİL VE MOBİLYA TİCARETİ ARTACAK
Suriye aynı zamanda Türk mobilya ve ev tekstili ürünleri için geliştirilecek pazar olarak öne çıkarıyor.
Sektör oyuncuları bu konuyla ilgili de şu açıklamaları yapıyor:
Altyapı ve konut ihtiyacının karşılanması sonrası tekstil ve mobilya sektörü devreye girecek. Sektördeki birçok şirketin Suriye’ye olan ilgisinin ve işbirliklerinin artacağına inanıyoruz. Yeniden doğan ve hayatın başlayacağı bir ortamda ticaretin de artması çok normal. Ülke vatandaşları savaş ortamından sıyrılıp, refah seviyelerini yükseltmeleri durumda, ticarette ilk adres olarak Türkiye’yi tercih edecektir. Savaş önceki Suriye ile sektör olarak çok ticaret rakamlarına ulaşmıştık. Önümüzdeki beş sene içinde aynı seviyelere ulaşmak mümkün.
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : Eshahaber